LGS ingilizce eş anlamlı ve birbirinin yerine kullanılabilecek kelimeler
Eş Anlamlı Kelimeler Listesi
İngilizce eş anlamlı ve benzer
kelimeler |
Türkçesi
(sıralı çeviri) |
|
accept , agree, say yes,
take sth as okey |
kabul etmek, aynı fikirde olmak, evet demek, |
|
access the internet , connect the internet |
internete erişmek , internete bağlanmak |
|
aim , purpose , goal , intention, objective |
amaç, hedef , gaye |
|
almost , nearly |
neredeyse |
|
ancient , historic , antique , archaic , old |
tarihi, antik , antika ,
eski |
|
apologise, say sorry, beg pardon |
özür dilemek |
|
appropriate , suitable , proper , convenient |
uygun , münasip , düzgün |
|
approximately , about , around,
nearly , almost |
yaklaşık olarak , aşağı yukarı , neredeyse |
|
architecture , construction , building |
mimari , yapım , yapı , bina |
|
argue , discuss |
tartışmak , münakaşa etmek |
|
assignment , homework |
ödev |
|
avoid , stay away |
kaçınmak , sakınmak |
|
back up , support , give hand , help |
arka çıkmak ,desteklemek ,el vermek, yardım etmek |
|
BBQ , barbeque , Grill |
barbekü , mangal , ızgara |
|
be honest, tell the truth |
dürüst olmak, doğruyu söylemek |
|
beach, seaside , coast |
sahil , deniz kenarı , kumsal |
|
beat , whisk |
çırpmak |
|
beverage , drink |
içecek |
|
bicycle , bike |
bisiklet |
|
boat, ship , sail |
gemi , yelkenli |
|
boring , dull |
sıkıcı |
|
buddy , mate, partner ,
close friend , best friend |
kanka , ahbap , yakın arkadaş , en iyi arkadaş |
|
can't stand , can't bear , It's unbearable , very bad |
katlanamamak , katlanılmaz , çok kötü |
|
cell phone,mobile phone,cellular phone ,smart phone |
mobil telefon , akıllı telefon |
|
challenging , difficult, risky |
yürek isteyen , zor, riskli |
|
chart, table , diagram , list |
tablo , diyagram , liste |
|
check , control , examine |
muayene etmek , kontrol etmek , denemek , |
|
children , kids |
çocuklar |
|
chilly , very cold |
çok soğuk |
|
choice , alternative , preference |
seçenek, tercih, alternatif |
|
choose , select , pick , prefer , would rather |
seçmek , seçim yapmak ,
tercih etmek |
|
chore , errand , housework , footwork |
ev işi , ayak işi , getir götür |
|
clean, neat, tidy , arranged, regular , clear |
temiz, düzenli , tertipli |
|
clothes , dress , suit , outfit |
elbise , takım elbise |
|
clue , tip (2. anlamı bahşiş) |
ipucu |
|
come along , go along, be with .. |
eşlik etmek, birlikte katılmak |
|
come over , have a short visit |
kısa bir ziyarette bulunmak , geçerken uğramak |
|
comic , funny |
komik , güldüren |
|
communication , interaction |
iletişim , etkileşim |
|
confirm , approve |
onaylamak, tasdik etmek , doğrulamak |
|
connect , put through |
(telefonla) bağlamak |
|
consider , think , imagine |
düşünmek, hayal etmek, |
|
contain , include , consist |
içermek , dahil etmek , -den oluşmak |
|
conversation , talk , speech |
sohbet , konuşma |
|
cook , chef |
aşçı , şef |
|
cookie , biscuit |
kurabiye , bisküvi |
|
cooperate , work together |
ortaklaşa iş yapmak, birlikte iş yapmak |
|
couch , sofa |
kanape , sedir, divan |
|
courage , bravery |
cesaret, cesurluk , |
|
cut the grass , cut the lawn |
çimleri kesmek |
|
cute,nice,pretty ,lovely, sympathetic, kind , pleasant |
sevimli , sevecen , hoş ,
sempatik |
|
damage , give harm , destroy |
zarar vermek , hasar vermek , yok etmek |
|
damp , wet , rainy |
ıslak , yağmurlu |
|
deadline , last date |
son başvuru/teslim tarihi |
|
definitely , certainly, absolutely ,exactly , precisely |
kesinlikle , mutlak suretle ,
elbette , yüzde yüz |
|
delicious , yummy , tasty |
lezzetli , tatlı , leziz |
|
device , gadget , tool, equipment |
alet, erdevat , makine , ekipman, araç |
|
dinner , supper |
akşam yemeği |
|
disappointing ,
unsatisfactory |
hayal kırıklığına uğratan , tatmin etmeyen |
|
dish , meal |
yemek , öğün |
|
display , show |
göstermek |
|
do the laundry , do the washing |
çamaşır işini yapmak , çamaşır yıkamak |
|
dust the shelves, do the dusting |
rafların tozunu almak , toz almak |
|
effect , impact |
etki, tesir , darbe |
|
eggplant , aubergine |
patlıcan |
|
engaged , busy , unavailable |
meşgul , yoğun , müsait değil |
|
enjoyable , entertaining , fun , amusing , funny |
eğlenceli , eğlendirici , güldüren , zevkli , komik |
|
event , activity , occasion |
olay , etkinlik |
|
expect , hope , wait for |
beklemek, ummak |
|
express , explain, describe , inform , tell , state |
ifade etmek , açıklamak, bildirmek , söylemek |
|
extreme sport , risky sport, dangerous sport |
uç spor, riskli spor , tehlikeli spor |
|
famous, celebrity, popular, well known |
ünlü , ünlü kişi , popüler , iyi tanınan |
|
fascinating , interesting , amazing |
büyüleyici , ilgi çekici , şaşırtıcı , hayret veren |
|
fashionable , trendy |
modaya uygun, şık , modayı
takip eden |
|
fast , quick |
hızlı , çabuk |
|
fast food , junk food |
abur cubur , hazır ve
sağlıksız yiyecekler |
|
fee , price , cost |
fiyat , ücret , masraf |
|
feel blue , feel sad , be
depressed |
üzülmek , modü düşük olmak , morali bozulmak |
|
finally , at last , in the end |
sonunda , nihayet |
|
fix, repair , mend |
onarmak , tamir etmek |
|
focus on , concentrate |
odaklanmak , konsantre olmak |
|
footwear, shoes |
ayakkabı |
|
for what reason , why |
hangi sebeple, niçin |
|
free time, spare time , leisure time |
boş zaman |
|
free, available , accessible |
boş , müsait , ulaşılabilir |
|
garther , collect , make group |
toplamak, biriktirmek , gruplamak |
|
get on well, like each other, have good relationship |
iyi geçinmek , iyi anlaşmak |
|
get up , get out of bed, wake up |
kalkmak , yataktan kalkmak, uyanmak |
|
giant, huge, very big
, grand |
çok büyük , dev gibi , devasa , |
|
greasy, fatty |
yağlı |
|
greet, say hello , say hi |
selamlamak , merhaba demek |
|
hang on , hold on , hold the line , wait |
telefonda beklemek , beklemek , hatta beklemek |
|
hang out , go out |
takılmak , dışarı çıkmak |
|
hang up , close the phone ,
finish the conversation |
telefonu kapatmak , konuşmayı sonlandırmak |
|
happiness , pleasure |
mutluluk , keyif, neşe , zevk |
|
happy , glad , pleased |
mutlu , hoşnut , memnun |
|
hard , difficult |
zor |
|
have something in common,have similar/same interests |
ortak hobileri , ilgileri olmak |
|
headmaster , principal |
müdür |
|
heart stopping, thrilling ,
exciting |
kalplere zarar , nefes kesen , heyecan verici |
|
hobby , interest |
hobi , ilgi alanı |
|
however , but |
yine de , buna rağmen , ama |
|
icon, symbol |
simge, ikon , işaret |
|
ignore , avoid |
görmezden gelmek , yok
saymak ,sakınmak , kaçınmak |
|
immediately , as soon as possible |
derhal , hemen, en yakın zamanda |
|
ingredients , materials ,
content |
malzemeler , materyaller , içindekiler |
|
iron the clothes, do the ironing |
elbiseleri ütülemek , ütü yapmak |
|
join , attend , take part in |
katılmak , yer almak |
|
keen on , fond of , be into , fancy , crazy about |
sevmek, hoşlanmak , ilgili olmak , bayılmak |
|
keep in touch, have a contact, communicate |
irtibatta kalmak , iletişime geçmek |
|
kind , type , sort |
tür , çeşit |
|
knowledge , information , data , statistic |
bilgi , veri , istatistik |
|
laid back , relaxed , carefree |
rahat, kaygısız, tasasız, gevşek |
|
liberty , freedom |
özgürlük |
|
log in , log on , sign in |
siteye giriş yapmak ,
oturum açmak |
|
log off , log out , sign out |
çıkış yapmak , hesaptan çıkış yapmak |
|
majestic,fabulous,wonderful, spectacular, magnificent |
harika , muhteşem, şahane , fevkalade |
|
make an excuse ,give reason |
mazeret bildirmek , sebep söylemek |
|
memo , short note |
kısa not |
|
memorable , unforgettable |
unutulmaz, unutulamayacak derecede |
|
mix, stir , blend |
bir araya getirmek , karıştırmak |
|
modern , new |
modern , yeni |
|
movie , film , video |
film , video |
|
movie theater , movie theatre , cinema |
sinema , sinema salonu |
|
music group , band |
müzik grubu , bando |
|
necessary , essential , required , needed |
gerekli , gereken , lazım |
|
net , internet |
internet, sanal ağ |
|
of course, sure |
tabiki |
|
offer, suggestion |
öneri, teklif |
|
opinion , idea, thought |
fikir , düşünce |
|
ordinary , usual , common ,
typical |
sıradan , gündelik , normal , tipik , sık görülen |
|
parkour running , free running |
gençlerin takla vb ile
hızlı hareket etme sporu |
|
password , secret word |
şifre , gizli kelime |
|
pen pal , pen friend |
mektup arkadaşı |
|
perform, do , act |
yapmak, meydana getirmek, harekete geçmek |
|
performer , singer ,soloist |
şarkıcı , solist |
|
pick up the phone , answer
the phone |
telefonu cevaplamak |
|
place , locaiton |
yer, konum |
|
polite , kind , tactful |
kibar, nazik , iyi kalpli , ince düşünceli |
|
practice , train , rehearse |
antrenman yapmak , pratik yapmak , prova yapmak |
|
prepare , get ready, make
ready |
hazırlamak , hazırlanmak , hazır etmek |
|
process , sequence |
süreç , sıra , olay sırası |
|
rarely , seldom, hardly ever |
nadiren, neredeyse hiç |
|
receive , get |
almak, elde etmek |
|
recognize , know, accept , confirm |
tanımak , bilmek , kabul
etmek, doğrulamak |
|
refrigerator , fridge |
buzdolabı |
|
refuse , say no , decline |
reddetmek, hayır demek |
|
remove, take away , take off |
çıkarmak, ortadan kaldırmak , kaldırmak |
|
repeat , say again |
tekrar etmek, tekrar söylemek |
|
respond , reply, answer |
yanıt vermek, cevaplamak |
|
ridiculous , absurd , nonsense , |
saçma , absürd |
|
roller blading, skateboarding, inline skating |
paten, kaykay |
|
romance , love story |
aşk hikayesi |
|
rough , rude , impolite |
kaba, nazik olmayan |
|
rubbish, garbage, litter, trash , waste |
çöp, atık, sürpüntü, işe yaramaz şey |
|
rule, direction, instruction |
kural, yönerge, talimat |
|
safe , not dangerous |
güvenli , tehlikeli olmayan |
|
same , similar |
aynı , benzer |
|
save , store , keep , protect |
korumak, tutmak, saklamak , zarar gelmesini engellemek |
|
scared, frightened , horrified , afraid , terrified |
korkmuş , korkan |
|
scaring , frightening , horrifying, terrifying |
korkutucu, ürkütücü , dehşet verici , |
|
scene , scenery, view |
manzara, görünüş , |
|
screen , monitor |
ekran , monitör |
|
search for , look for |
aramak , araştırmak |
|
seat , saddle |
oturak , sele , eyer , bisiklet oturağı |
|
send , post , mail , publish |
göndermek , postalamak , yayınlamak |
|
share, divide |
paylaşmak , bölmek |
|
shopping mall , shopping centre, shop , store |
alışveriş merkezi , dükkan , mağaza |
|
sibling , brother or sister |
kardeş |
|
sign up , register , create an acount |
kayıt olmak , üye olmak , hesap açmak |
|
silent , quiet |
sessiz |
|
skillful , talented |
yetenekli , hünerli , becerili , |
|
sleepover party , pyjamas party
, slumber party |
pijama partisi , yatıya kalma ve pinekleme partisi |
|
soccer , football |
futbol |
|
souvenir , gift |
... Hatırası hediyelik eşya ,yadigar, hediye |
|
special , private |
özel |
|
spouse , husband or wife |
eş , karı koca |
|
steak , beef |
biftek |
|
stove , cooker , oven |
ocak , fırın |
|
stranger, foreigner , unknown |
yabancı , bilinmeyen |
|
stuffed , full |
tok |
|
such as , like |
gibi , örneğin |
|
swear , promise |
söz vermek , yemin etmek |
|
take care of, pay attention |
dikkat etmek, göz kulak olmak |
|
talk , chat, chit chat , speak, have a speech |
konuşmak , sohbet etmek |
|
task, duty,obligation ,
responsibility, job, mission |
görev, zorunluluk, sorumluluk , iş |
|
tender , soft |
yumuşak |
|
term, period |
süre , periyod , süre |
|
terrible , awful |
berbat , fena , kötü |
|
terrific , awesome , impressive , wonderful , excellent |
harika , muhteşem |
|
think , imagine |
düşünmek , hayal etmek |
|
throw a party , give a party, have a party |
parti vermek |
|
trader, merchant |
tacir , tüccar |
|
trainer , instructor ,tutor |
eğitmen , antrenör, özel hoca |
|
trainers , sneakers |
spor ayakkabısı , yürüyüş ayakkabısı |
|
trekking , nature walk , hiking |
doğa yürüyüşü |
|
trip , journey,travel, voyage |
kısa yolculuk , yolculuk,
seyahat |
|
trouble , problem |
sorun , problem , |
|
trust , rely on , count on , depend on , believe in |
güvenmek , bel bağlamak , dayanmak , inanmak |
|
trustworthy , reliable |
güveniilr |
|
truthful , honest , fair |
doğrucu, dürüst , adil |
|
untidy , messy |
dağınık |
|
vacation , holiday |
tatil |
|
various , different , seperate |
farklı , ayrı |
|
vocation, profession, job, work , career |
meslek,iş , görev , kariyer |
|
voice , sound |
ses |
|
warm, cool , lukewarm , mild |
ılık , serin , ılıman |
|
wash the dishes , do the washing up |
bulaşıkları yıkamak |
|
way, method |
yol, yöntem , teknik , metod |
|
way, road , direction , route |
yol , yön , rota |
|
weather, climate |
hava durumu , iklim |
|
whole , entire , complete |
bütün , tamamı |
|
would like ( 'd like) , want , ask for |
istemek , yeğlemek |
|
write , type |
yazmak , klavye ile yazmak |
|
outgoing , friendly , socialbe |
sosyal , girişken , arkadaş canlısı |
Sınıf Ünite Kelime Listesi PDF Olarak İndir
Topraksız Tarım Gübresi
YanıtlaSilEğitim Haber